EDİRNE’YE ADANMIŞ BİR ÖMÜR: DR.RATİP KAZANCIGİL
Tarihi süreç içinde insanoğlu bilgi yolunda ilerleyerek, ürettikleri ve biriktirdikleri kültürleriyle kentlerinde kalıcı izler bırakabilmekte ve zamanın aynasında bu izler takip edilmektedir.
Tarih kent Edirne’nin de yaşam hikâyesinde iz bırakan değerler olmuş ve bu izler takip edilmiştir. Kentimizin tarih yapraklarında yer alabilmeyi başarabilen değerlerimizden olan değerli büyüğüm Ratip Kazancıgil’dir
Kazancıgil, Örnek bir hekim, lider, eğitimci, bilim sevdalısı, Edirne aşığı, Edirne şehir tarihçisi, Sağlık Müzesi kurucularından olup Edirne’nin değerlerini tanıtmak için emek harcayan kentin sevdalılarındandır.
Kazancıgil’in Edirne ile buluşması 1950 yılında Aydın Sıtma Savaş Başkanlığı Laboratuvar Şefliği’nden merkezi Edirne’de olan Trakya Sıtma Savaş Bölge Başkanlığına atanmasıyla başlamıştır. Kentin tarihi, coğrafi konumu ve özellikle insanlarının sıcaklığı kendisi etkilemiştir. Hafız Rakım Ertür ile tanışması onu kentin tarihi ve kültür değerleriyle buluşmasını sağlamıştır. Dr.Rifat Osman ve Edirne’si kendisini büyülemiş, Süheyl Ünver hocayla da tanışması artık kendisini Edirne Sevdalıları grubuna dahil etmiştir. O artık Edirne için yaşamaya, günün yirmi dört saatini Edirne için çalışıp üretmeye başlamıştır. Artık o kentin iz bırakan değerlerinin izlerini takip etme görevini üstlenmiştir. Edirne Sağlık ve Sosyal Yardım İl Müdürlüğüne atanmasının ardından yaptığı çalışmalarla kentin sağlık ve sosyal yaşamına yön vermiştir. Başarılı çalışmaları UNICEF tarafından örnek gösterilmiş ve takdir edilmiştir. Çalışma arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Sağlık Ocakları ve Evleriyle sağlık hizmetlerini, doktoru, ebesi ve hemşerisiyle birlikte köylünün ayağına kadar götürmüştür. Bu sağlık ocaklarını da devlet ve halkın katkısını birleştirerek imece usulüyle yapmıştır. Artık o, halkın, köylünün “Ratip Abisi” dir. Bakan ve Valilerin de en güvendiği bürokrat olarak gerektiği zaman Vali Vekili, Belediye Başkan Vekili, Beden Terbiyesi Bölge Müdürü, Kültür ve Turizm Müdürü görevlerini vekaleten yürütmüştür.
Birleştirici gücüyle sorunları çözmesini bilmiştir. Edirne’nin spor tarihinde en çetin rekabetin yaşandığı dönemde Edirne Spor ile Meriç Sporu Edirne Spor çatısı altında birleştirmeyi başarmıştır. Üstlendiği birçok görev içinde onu düşündüren ve heyecanlandıran görevin de Kültür ve Turizm Müdür Vekili olduğunu belirtmiştir. Böylesi bir kadim kentte kültür ve turizm müdürü olarak görev yapmanın çok büyük bir sorumluluk gerektirdiğinin bilincindedir. Kent kültürü ve bilincini özümsemenin ve yaşadığı, hizmet ettiği kentin tüm değerlerini öğrenebilmenin cesaretiyle bu görevini de başarıyla yürütmüştür. Edirne Belediye Başkanı Vekili döneminde Edirne’ye ilk ambulansı alan belediye başkan vekili olarak da belediyenin tarihine geçmiştir.
Edirne’de halk ile iç içe yaşayan Kazancıgil, kentin sağlık, kültür ve sosyal yaşamı için gerekli birçok sivil toplum kuruluşunun da kurucusu olmuş ve başkanlığını yapmıştır. Edirne’yi Tanıtma ve Turizm Derneği, Edirne Musiki Derneği ile Genel Merkezi Edirne’de bulunan Sağlık Kuruluşlarına Yardım Derneği, Edirne Araştırmaları Derneği ile Edirne’de Mühendislik ve Mimarlık Kurma ve Yaşatma Derneği bunlardan birkaçıdır.
Kentin tarihini geçmişten bugüne taşıyan, Abdurrahman Hibrî, Ahmet Bâdi, Hafız Rakım Ertür, Dr.Rifat Osman, M. Şevket Dağdeviren’i ve A. Süheyl Ünver’in Edirne ile ilgili felsefi dünyasını günümüz gençlerine anlatmayı, onları ve eserlerini tanıtmayı kendisinde görev bilmiştir.
Süheyl Ünver’in 1952 yılında II. Bayezid Külliyesini müzeye dönüştürme vasiyetini yerine getirmek için çok çaba harcamıştır. 1997 yılında bunu başarabilmenin mutluluğunu yaşamış ve 2004 yılında da kurduğu müzenin “Avrupa Müze Ödülü” ile taçlandırılmasına tanıklık etmiştir. Kurduğu müzenin yeniden düzenlenmesinde Dr.Rifat Osman ve Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver odalarının müze seksiyonundan kaldırılması ve kendi odasının da medrese bölümüne alınmasına çok üzülmüştür. Ama o yine dönemin üniversite rektörüyle görüşebilme heyecanı içindedir. Çünkü bir amacı vardır; Külliye’nin mutfaklar bölümünü de müzeye dönüştürmek.
Yapmış olduğu çalışmalardan dolayı kendisi ulusal ve uluslararası alanda birçok ödülle taçlandırılmıştır.1991 yılından itibaren her yıl verilen “Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü” ilk olarak Dr. Ratip Kazancıgil’e verilmiştir. Bu ödülün kendisine verilmesinin anlamı büyük ve kendisi çok mutludur. Edirne Belediye Meclisince kendisine verilen “Hemşehrilik Beratı ve kentin anahtarı” hayal ettiği bir mutluluktur. Belediye meclisi tarafından yaşadığı caddeye adının verilmesi ve daha sonra isminin caddeden kaldırılarak başka bir mahalle de küçük bir sokağa verilmesi olayı ise kendisini çok üzmüştür. Ben birkaç defa yaşadığı evin sokağına isminin verilmesini ilgililere söylesem de bugüne kadar bir işlem olmaması da o kadar üzücüdür. Trakya Üniversite Rektörü Sayın Erhan Tabakoğlu’nun ismini Balkan Yerleşkesinde yapılan “ Sağlık Bilimleri Derslik Binası”na vermesi onu çok onurlandırmıştır.
Dr. Ratip Kazancıgil birçok kişinin yaşamına dokunmuştur. Bizlere; “Cennette burada cehennem de burada derdi. Yaşarken eş ve dostlarınızla varlığınızı, mutluluğunuzu paylaşacaksınız. Yokluğunuzda da isyan etmeyip, şükretmeyi bileceksiniz.” diyerek bizlere hayat dersi verirdi.
Sofrasında oturmanın, kendisiyle sohbet etmenin bir adabı ve düzeni vardı. Kimse kimsenin hakkında konuşamazdı. Edirne’nin tarihi ve kültürü hakkında konuşmanın sınırı yoktu. Kendisini zevkle dinlerdik. Yaşam felsefesine hayrandım. Bir gün konservatuar ortaokul öğrencilerinin camdan atlayarak odasına girdiğini gördüm. Hocam neden bu öğrencileri kapıdan gelmelerini söylemiyorsunuz dediğimde; “Çocuklar böyle istiyor. Ben onlarla arkadaş olmak istiyorum. Onlarla sohbet ederken onların yaşadığı çağı ve kullandıkları teknolojileri öğreniyorum.” demişti. Bana da nasihat ederek, “sakın sadece kendi yaş gruplarınla arkadaş kalma. Her yaş gruplarından arkadaşın olsun ki, insan yaşamındaki gelişmeleri takip edebilesin.” demişti.
12 Ağustos 2017 sabahı vefat haberini aldığım zaman yaşadığım anı hiç unutamam. Oysa 11 Ağustos akşamı hastaneden yanından ayrılırken sabah birlikte kahvaltı yapmak için eşimden izin istemiş ve hastaneye gelirken de simit ile karper peyniri almamı istemişti. Odasına da bir masa koydurmuştu. Sabah yeni Edirne projelerini çalışacaktık. Ömrü yetmedi ama 1950 yılından 2017 yılına kadar Edirne’nin her bir köşesinde izler bıraktı, kültür hayatına kazandırdığı 31 eseri ve yüzü aşkın makaleleri bugün raflarda birçok bilim insanının çalışmasına ışık oluyor. Genç hekimler yetiştirdi, kimsesizlerin babası, abisi oldu.
O sert bakışların arkasında yüreği sevgiyle dolu hocamı, abimi çok özlüyorum. Kurulmasına öncülük ettiğim “Edirne Kent Kültürü ve Bilincini Geliştirme Merkezi Derneği” ile yaşadığı zaman aynasının izlerini takip ederek sürdürme heyecanını yaşatma azmindeyiz.
Kazancıgil hocamızı, vefatının 6. yılında saygıyla, özlemle ve minnetle anıyorum.
Mekanı cennet olsun. Işıklar içinde uyu…
Bir yanıt yazın