EĞİTİM YOLUNDA BİLGİYE YÜRÜMEK
İnsanoğlunu diğer canlılardan farklı kılan unsurlardan birisi de okuma yazma becerilerini yaşam boyu eğitim-öğretim süreçleriyle geliştirebilme yeteneğine sahip olmasıdır.
Doğum süreci öncesi anne karnında seslerle başlayan iletişim, doğum sonrası işaret ve anlamlı veya anlamsız seslerle gelişerek sürmektedir. Bu süreç okul öncesi dönemde çizgi ve resimlerle süslenen kitaplar ile okuma becerileri gelişmektedir.
Çocuklara okuma becerilerini kazandırmak ve okumayı yaşamında alışkanlık haline getirmek başta ebeveynler olmak üzere eğitim kademesindeki tüm eğitimcilerin sorumluluğundadır.
Çocukların okuma kültürü edinmiş bireyler olarak yetişmesi; temel okuma becerisinin okuma sevgisi ile alışkanlığa dönüştürülmesi ve çocuklara eleştirel okur kimliği kazandırılmasına bağlıdır.[1] Günümüz 21. yüzyılın bilgi toplumu, okur-yazar olmanın ötesine geçerek bireylerde dijital okur-yazar becerilerinin gelişmesini beklemektedir.
Gelişen toplumsal süreçlerde önemli olan çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırabilmek ve okumayı işlevsel kılacak imkânlar yaratabilmektir.
Ebeveynler olarak ekonomik imkânlar dâhilinde evdeki yaşam konforumuzu artırmak için her türlü şartları zorlamaktayız. Aynı gayreti çocuklarımızın bilgi yolunda yürümeleri için de göstermeliyiz.
Bu bağlam da, eğitim kurumları da öğrencilerinin temel okuma becerisini geliştirmek, okuma sevgisini alışkanlığa dönüşmesini sağlamak, araştırma imkânlarını için gerekli bilgi merkezlerini oluşturmalıdır.
Her kademedeki eğitim-öğretim kurumlarının vazgeçilmez laboratuvarı kütüphanelerdir. Kütüphaneler öğrencilerin eğitim-öğretim faaliyetleri ile araştırmaları için gerekli bilgi kaynağını sağlayan yerler olmasının ötesinde çocuk ve gençlerin sosyal ve kültürel becerilerini geliştireceği merkezlerdir. Çocuk ve gençlerimizi geleceğe akıl ve bilimle ulaşmalarını sağlayabilmek için bu bilgi merkezlerine ulaşmalarını sağlamalıyız.
Bugün kaç aile çocuğunu yeni bir okula kayıt yaptırırken okulun kütüphanesini gezme ihtiyacı duymaktadır? Bu sayının on parmağımızdan fazla olduğunu düşünmüyorum. Edirne’de eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunan okul öncesi-ilk ve ortaöğretim okullarımızın hangisi tam teşekküllü bir kütüphaneye sahiptir? Kayıtlı kitap sayıları kaçtır? Edirne’de hizmet veren halk kütüphanesi sayısı yeterli midir? Bunların yetersiz olduğunu bilmekteyiz. Her mahalle de bir kitap okuma odası, bilgi merkezi vb. kurulamaz mı?
Aslında ebeveyn olarak bizler çocuklarımızı gelecekte girecekleri LGS ve/veya YKS sınavlarına hazırlarken özel kurslar aldırmakta onların sosyal ve kültürel yaşamlarını kısıtlamaktayız. Tüm bunları yaparken unuttuğumuz gerçek, çocukların okuma alışkanlıkları ve becerileriyle kazanılan okuma kültürünün sınavdaki başarılarıyla doğru orantılı olduğudur. Nitekim gerek ulusal gerekse uluslararası alanda yapılan çalışmalarda görülmüştür ki, okuma alışkanlığı ve becerisini kazanan çocukların başarı oranının yüksek olduğu gerçeğidir. Eğer sınava giren öğrencide okuma alışkanlığı oluşmamışsa çocuk o soruyu okurken sıkılmakta ve soruyu algılama düzeyi düşmektedir. Çocuk ve gençlerimizde gazete ve dergi okuma yaşı ve oranı nedir? Bu soruları çoğaltabiliriz ama göreceğimiz gerçek Türkiye genelinde yapılan sınavlarda çocuk ve gençlerimizin aldığı başarı oranıyla aynı oranda çıkacağıdır. Nitekim yurtdışında yapılan çalışmalar bunu ortaya koymuştur. Bununla ilgili bilgileri daha önceki “Yaşam Boyu Öğrenmede Okuma Kültürü” başlıklı yazımda yer verdiğim için burada tekrar vermiyorum.
Çocuk ve gençlerimizin gelişmesinde eğitim ve öğretim yeterli değildir. Eğitim-öğretimin en güçlü kaynağı araştırmacılar ile bilim insanlarının ürettiği akıl ve bilime dayalı yazılı, görsel ve dijital bilgi kaynaklarıdır. Küreselleşen dünyada üretilen bilgilere erişim çok kolaylaşmıştır. Kurmuş olduğumuz “Edirne Kent Kültürü ve Bilincini Geliştirme Merkezi Derneği” ile halkımıza okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla Türkiye’nin ilk dijital kütüphanesi Hiperkitap ile özel anlaşma yapılmış ve bu yaz döneminde ücretsiz olarak yaklaşık 30 bin kitaba elektronik ortamdan erişim sağlanmıştır. Bilginin olduğu yerler bilgi merkezleri, kütüphanelerdir. Konfüçyüs Tanrım, bana kitap dolu bir ev, çiçek dolu bir bahçe ver.” diyerek kitabın önemini iki satıra gizlemiştir. Eğer biz çocuklarımızı kitapla buluşturamazsak onların bilgi yolunda yürümelerini sağlayamayız.
Çocuklarımızı akıl ve bilimin ışığında yetişmelerini sağlayabilmek, araştıran, sorgulayan ve üreten bir gençliği yarınlara hazırlayabilmek için çocuklarımızı kitaplarla buluşturalım, okuma alışkanlığı ve sevgisini kazandırarak okul ve halk kütüphanelerine üye olmalarını sağlayalım. Kitap fuarlarında yazarlarla buluşturalım.
Yeni eğitim-öğretim döneminde tüm eğitimcilerimize ve öğrencilerimize başarılar diliyorum.
Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız M. Kemal Atatürk’ün güzel bir sözüyle yazımızı tamamlayalım;
“Eğitim, kültür ve bilgi aydınlığa açılan en geniş penceredir.”
Kaynak:
[1] Öztürk, B.(2020) Okuma Kültürü Oluşturmada Çocukların Edebiyat Çevresini Genişletmeye Yönelik Uygulamalar: İngiltere Örneği.- Kastamonu Education Journal, 2020, Vol. 28, No:5, s.,2115
Bir yanıt yazın