EDİRNE’DE GÜNÜBİRLİK TURİZM VE KÜLTÜR
Yazım dünyasına kazandırdığım her bir eserin geleceğe bir kaynak teşkil edeceğini ve yeni araştırmalara ışık tutacağını bilincinde olan bir araştırmacı olarak düşünür, hayal kurar, araştırır, ürettiğim yeni bilgileri kültür öğeleriyle sizlere ulaştırırım.
Bu yolculuğu bilim insanı, yazar Prof.Dr.Nermi Uygur yayınlamış olduğu “Kültür Kuramı” adlı kitabın da çok güzel özetlemiş. “Düşünmek, özel bir kazı işlemidir. Düşünürse, hem kendi içinden hem kendisini kuşatan kültür dünyasından bazı değerler çıkarmaya yönelen emekçi. Bu amaçla, dıştan gözlemleyenler açısından bakıldığında dayanılmaz sıkıntılara da katlansa, arada sürçtüğü de olsa, güzel ve anlamlı bir uğraştır onunki. Gün gelir yazılara, kitaplara yansır düşünce kazıları.
Benim de, yazı ve kitaplara yansıttığım kazılarımdaki amacım tarihsel süreç içinde bugüne ulaşan kentin kültür ve sanatsal öğelerini kent halkının bilgi dağarcığına kazandırmaktadır. Kültür, doğanın ya da Tanrı’nın yarattıklarına ek olarak insanoğlunun yarattıklarının tümüdür.[1] Kültür öğesi insanlığa mal olduğu oranda evrenseldir. Tüm insanlığın kültür öğeleri de, uygarlığı oluşturmaktadır. Tabi tüm bu sürecin oluşması için öncelikle kent halkında kent kültürü ve bilincinin oluşması gerekmektedir.
Prof.Dr.Derman Küçükaltan yayımlamış olduğum “Tarih, Kültür-Sanat Kenti Edirne” adlı kitabımın önsözünde “Edirne’nin zengin “tarih atölyesi” özelliği, yerli ve yabancı pek çok ziyaretçinin ilgisini çekmiştir, çekecektir. Çünkü kültür turizmin de yakın gelecekte en önemli destinasyon tercihlerinden olacaktır. Bu bağlamda yöresel kültürlerini korumayı başarabilmiş şehirler, turizmin odak alanlarından olacaktır.” diyerek kentin geleceğinin kültür turizmi ile gelişeceğini vurgulamıştır.
Ülkemizde yaşanılan ekonomi rüzgârları kentimizde günübirlik turist sayısını artırmıştır. Edirne Yunan ve Bulgar vatandaşları ile komşu ülkelerinde yaşayan soydaşlarımızın alış veriş merkezi olmuştur. Yaşanılan bu gelişme kentimizin ticari hayatını canlandırmış ve ülke genelinde yaşanılan ekonomik sıkıntıların aksine kentimizde ekonomik canlanmayı sağlamıştır. TÜİK verilerine göre 2022 yılı Ocak-Ağustos döneminde ülkemize gelen 29.334.652 yabancı ziyaretçinin 519.502 (1.77%) günübirlikçidir. Ocak-Ağustos 2022 döneminde ülkemize gelen yabancı ziyaretçilerin en çok giriş yaptıkları sınır kapılarının bağlı olduğu iller sıralamasında Edirne %10,47 (3.070.303 ) oranıyla üçüncü sırada yer almaktadır.[2] Kentte yaşanılan olağanüstü durum da bu verileri doğrulamaktadır. Özellikle Cuma ve Pazar günleri aralığında kentimiz yoğun turisti misafir etmektedir. Bu yoğunlukla birlikte kentimizde yaşam zorlaşmaktadır. Bunların başında oto park eksikliği ve denetimsizlik öncelikli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentimizin bu düzeyde bir turizme hazırlıklı olmadığı gözlemlenmektedir.
Benim burada vurgulamak istediğim ana konu günübirlik alışveriş için Edirne’ye gelen turistleri kentin kültür turizmine ne ölçüde kazandırabildiğimiz veya kazandırabilme adına yaptığımız çabalarımız olacaktır. Çünkü bugün yaşadığımız geçici bir durumdur. Daha önce nasıl ki, İstanbul Laleli de bavul ticareti yoğun olduysa bugün de kentimizde günübirlik alışveriş turizmi yoğunlaşmıştır. Bu yoğunluğu kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütleriyle birlikte değerlendirmek, bir eylem planı ile kentin kültür turizmine kazandırılması hedeflenmelidir. Kentimizin yöresel gastronomi kültürü yine yöresel folklor seçkileriyle sunulmalıdır. Yurtdışı turizm kentlerinde böyle uygulamaları fazlasıyla görmek mümkündür. Bizde ne yazık ki, kültür turizminin önemi henüz anlaşılmamıştır. Örneğin, Edirne’nin kına gecesi, yöresel zengin gastronomi kültür ve müziğimizle kentin turizm ekonomisine kazandırılabilmelidir. Bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Edirne bu konuda gerçekten çok zengin bir kültüre sahiptir. Prof.Dr.A.Süheyl Ünver boşuna “Her şey biter, Edirne bitmez” dememiştir. Biz ancak bu söylevi nutuk olarak konuşuruz eyleme geçirmeyi başaramayız. Ticaret ve Esnaf Odaları, bugün sınır ticareti nedeniyle işyerlerini dolduran esnafımızın yaşadığı bu tabloyu sürdürebilir hale getirmelerini sağlamak amacıyla yeni projeler üretmelidir. Kentimizin marka değerlerini ve yöre ürünlerimizin bölgesel coğrafi işaret sayılarını artırmak için yeni girişimlerde bulunmalıdır. Kentin bu yoğunluğunun kültür turizmine çevirme fırsatı iyi değerlendirilmelidir. Kentimizi ve kentimizin kültür mirasları ile müzelerimizi tanıtan basılı, görsel ve dijital materyaller Bulgarca ve Yunanca dilleriyle de hazırlanıp gelen turistlere sunulmalıdır. Bunu üzülerek yazıyorum ki, bugün çoğu müzemizde Türkçe dahi broşür bulmak imkânsızdır. Avrupa’da bir ülkenin hoteline veya restaurantına gittiğinizde o kentin turizm rotaları ile ilgili broşürleri zengin bir sunumla bulabilirsiniz. Turizm kenti olmak sadece düşünce ve söylevlerde kalmamalıdır. Bunun için gerekli alt yapı çalışmalarındaki eksiklikler kurumlar arası işbirliği ile çözümlenmelidir. Geçtiğimiz hafta Edirne Belediyesi’nin TÜRSAB işbirliğiyle yürüttüğü proje kapsamında Tur Operatörü ve Seyahat Acentası yetkilileri Edirne’ye davet edilerek Edirne turizm işletme sahipleriyle buluşmaları için bir programı gerçekleştirildi. Düşünce ve emek büyük ancak ilgi çok zayıftı. İşte o günde düşüncelerim beni yanıltmamıştı. Çünkü, kentimizdeki işletme sahipleri bugünü düşünmekte geleceğe dönük bir çalışma içinde bulunmamaktadır. Kentimizin gelişmesi ve kalkınması için bazı konuları siyaset üstü düşünmek ve uygulamak gerekmektedir.
Kentimize gelen yerli ve yabancı turistlere kentimizi yorulmadan ve bilgi ışığında gezdirmek için gerekli tüm kolaylıkları ve imkanları seferber etmeliyiz. Çünkü yaşadığımız bu kent “Kültür Turizmi” ile gelişecek ve ekonomisini bu yolla kazanacaktır. Kentimizin kültür mirasları ile yöresel kültür ve sanat değerlerini turizm ekonomisine dönüştürmeyi başarabilmek en büyük hayalimiz olmalıdır.
Hayallerimizin gerçekleşmesi dileğiyle…
Bir yanıt yazın