DÜNYANIN EN PRESTİJLİ PEYNİRİ OLABİLMEK…
Dünya kentleri turizm değerlerini tanıtmak amacıyla ulusal ve uluslararası boyutta festival ve yarışmalar düzenleyerek farklı destinasyonlar ile yeni turizm rotaları oluşturmak için birbirleriyle yarışmaktadır. Bu bağlam da, Edirne’de bir taraftan zengin bir “tarih atölyesi” özelliği diğer taraftan da “gastronomi zenginliği”yle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Tarih, kültür-sanat ve turizm kenti olarak tanıtımını yaptığımız Edirne’de farklı destinasyonlar yaratma çabası göstersek de başarılı olduğumuz söylenemez. Tarihi süreç içinde başarabildiklerimiz; Kırkpınar Yağlı Güreşleri Festivali, Ciğer ve Bando Festivali ile Hıdırellez ve Kakava Şenliklerini parmaklarımızla sayabiliriz. Böylesi zengin somut ve somut olmayan kültür miraslarını barındıran bir kentte yaratıcı olamamak ayrı bir yetenek olsa gerek…
Edirne’nin en önemli gastronomi kültürlerinden sadece birisi Edirne Beyaz Peyniri değil midir? Peki, Edirne Beyaz Peynirini ulusal ve uluslararası alanda tanıtımı için ne yaptık? Ne yapıyoruz? Bugün İtalya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde peynir rotaları düzenlenmekte farklı destinasyonlar yapılarak peynir turizmi gerçekleştirilmektedir. Biz kendimizi yöremizin 9/8’lik ritmine kaptırıp böylesi gastronomi kültürlerimizi öne çıkarmayı unutuyoruz.
Geçtiğimiz ay Galler’in Newport şehrinde düzenlenen “World Cheese Awards – Dünya Peynir Ödülleri”ne 42 ülkeden binlerce peynir çeşidi (4.434 farklı peynir) yarışmaya katılmış. Yarışma sonunda da dünyanın en iyi peyniri İsviçre’de üretilen gruyère (gravyer) peyniri seçilmiş. Bu yarışma şu anda dünyadaki en prestijli peynir yarışması. Her yıl düzenlenen bu yarışmaya Rusya ile savaşına rağmen bu yıl Ukrayna bile 39 farklı peynir çeşidi ile yarışmaya katılmış. Ancak bu yarışmada Türkiye’den bir tane bile peynir üreticisi ve peynir çeşidi bizi temsil etmemiş. “Taste Atlas” sitesinde de ilk yüze girmiş bir tane peynirimizin olmaması da çok üzücü olsa gerek. Aslında ülkemizde 200 den fazla peynir çeşidi olduğu da bilinmektedir.[1]
Ülkemizdeki bu peynir çeşitlerinden birisi de coğrafi bölge işaretli, tescilli ve kentimizin ismiyle anılan “Edirne Beyaz Peyniri” dir. Trakya Kalkınma Ajansı, sivil toplum kuruluşları, profesyonel işbirlikçiler, sanayi ve ticaret odası, yerel yönetimlerle birlikte güç birliği yaparak böylesi yarışmalara katılım sağlayamaz mı? Şirketlerimizin AR-GE çalışmaları yetersiz mi kalıyor? Dünyadaki bu gelişmeleri takip mi edemiyoruz?
Geçmiş yıllarda Edirne Beyaz Peyniri ile ilgili yapılan çalışmaları araştırdığımız da şu özel bilgilere ulaşabiliyoruz.
9 Eylül 1934 tarihli Milliyet Gazetesinde yayımlanan haberden Edirne Beyaz Peynirinin ülkenin önemli ihraç ürünü olduğunu, dönemin İktisat Bakanı Sayın Mahmut Celal Bey’in Edirne peynirinin durumunun incelenmesi, satışlarının kolaylaştırılması ve imalatın daha sağlıklı ortamlarda gerçekleştirilmesi için talimat verdiğini, Edirne peynirciliğiyle meşgul olmak üzere Bakanlık kimyagerlerinden Halit Bey’in bu işe görevlendirdiğini, Edirne peynirinin satış işlerinin de kooperatifleşme yoluyla gerçekleşmesinin için çalışmaların yapıldığını okuyoruz. [2] Hatta bir dönem Edirne Beyaz Peynirinin Mısır ve Suriye’ye ihracına yönelik gümrük tarifelerinde yapılan değişikliklerle zorluklar çıkartıldığı ve yabancı tüccarların Sicilya peynirini Edirne Beyaz Peyniri diye sattıklarını da 14 Ocak 1931 tarihli Vakit gazetesinden öğrenmekteyiz.[3]
Kentin siyasi kimlikleri ve sivil toplum örgütleri kentlerinin tarih ve kültür değerleriyle birlikte gastronomi ürünlerine sahip çıkmalıdır. Gerekli yatırımları ve desteklerin sağlanması adına farklı projeler üreterek ek kaynaklar yaratılabilmelidir.
Kentimizin tescilli gastronomi ürünlerinden sadece biri olan Edirne Beyaz Peynirini uluslararası boyuta taşımak için Edirne Peynir Rotası düzenlenemez mi? Balkan Ülkeleri Peynir Markaları Yarışması neden Edirne’de düzenlenmez ki? Bir festival şeklinde gerçekleştirilemez mi? Balkanların Peynir Markalarını ve peynir tatlarını Edirne’de buluşturamaz mıyız?
Edirne’nin Ardı da Bayler (Bağlar) adlı türküsünü de unutmayalım!
Eski yıllarda nehir kıyılarında, nehirlerin sık sık taşması nedeniyle de Kıyık tepesine taşınan Edirne bağlıklarında yetişen üzümlerimiz de kentimizin önemli gastronomi değerlerinden değil midir? Günümüzde birkaç yatırımcı da olsa kentimizin tarihi bağlık alanları gelişmekte ve yerel şarap markalarının değeri tadımlarıyla ünlenmektedir.
Kentimizin marka değerlerini akademik çalışmalar ve kültürel etkinliklerle turizm elçileriyle buluşturmalıyız. Farklı turizm rotaları oluşturarak gerçek anlamda “Turizm Kenti Edirne”yi yaratabiliriz. Dünya’nın en prestijli peynir çeşitlerini üretebiliriz. Kentimizi Balkanların festivaller kenti haline getirebilir, dünya kentleri arasına sokabiliriz…
Hayal kurmak, başarmanın başlangıç noktasıdır…
Kapak Foto: CNN Travel
Kaynaklar:
Bir yanıt yazın