EDİRNE KONSERVE FABRİKASI’NIN YERİ VE ARAŞTIRMANIN ÖYKÜSÜ
Sevgili Okurlarım;
Bildiğiniz gibi Edirne’nin tarih, kültür ve sanatsal değerlerini araştırıp erişebildiğim kaynaklar çerçevesinde kentin kültür yaşamında izler bırakabilme çabası ve heyecanıyla çalışmalarımı yürütmekteyim. Balaban Paşa Mescidi, Edirne Depremleri, Edirne’de Nüfus Hareketleri, Edirne’nin Eğitimi, vb. konulardaki çalışmalarımı da sizlerle burada paylaşmaktan mutluluk duymaktayım.
Yaklaşık altı ay öncesinde yapmış olduğum yeni bir çalışma için eriştiğim “Erken Cumhuriyet Döneminde Edirne’de Kentsel Gelişim” adlı Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezinin altıncı bölümünün “Edirne’de 1930-1950 Yılları Arasındaki Mimari Değişim” başlığının altında yer alan yapılar arasında 6.3.2 başlığı ile “Konserve Fabrikası” başlığı ilgimi çekmişti. Tezin 99. sayfasında yer alan sekiz satırlık bilgi demeti ve benim de yazımda paylaştığım fotoğraftan yola çıkarak, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi arşivleri ile Edirne’de yayımlanan Edirne Postası Gazetesinde yeni bir araştırma konusu bulma heyecanıyla araştırmalara başlamıştım.
Yapmış olduğum araştırmalarla ulaştığım Edirne Sebze ve Meyve Konservecilik Ortaklığı Belgesi ile birlikte araştırmalarımı gazetelerde yürüterek fabrikanın kuruluş ve iflas süreçlerine erişmiştim. Gazeteden ulaştığım fotoğraflar ile yapılan yüksek lisans tezindeki fotoğraflar arasında bir uyuşmazlık olmasına rağmen geçen süre içinde binanın eklemeler yapılabileceğini düşünerek çalışmalarımı tamamlamıştım. Ancak hemen yayımlamak istememiştim, Cumhuriyetin 100. Yılı Anısına yayımlayacağım kitabımda yer vermeyi arzu etmiştim. Nitekim de öyle oldu. Yaptığım bu araştırmanın da içinde olduğu yeni kitabımı Ekim 2023 ‘de yayımladıktan sonra da 28 Ekim günü kendi blog sayfamda da “EDİRNE’DE CUMHURİYET DÖNEMİ’NİN İLK FABRİKASI: “EDİRNE KONSERVE FABRİKASI” başlığı ile yayımlayarak okuyucularla paylaştım. Yazımın kapak fotoğrafı da yüksek lisans tezinde yer alan binanın fotoğrafı idi.
Yayımladığım yazı çok ilgi görmüş, ancak bina ile ilgili çeşitli yorumlar gelmeye başlamıştı. Bundan bende memnundum. Çünkü yapmış olduğum çalışma da öncelikli amacım; Edirneli bir grup girişimci tarafından Cumhuriyetin ilk yıllarında kentin ekonomisine kazandırmak amacıyla bir fabrikanın kuruluş hikayesi ile ülkemizin ekonomisine kattığı değeri belgeleriyle toplumla paylaşmaktı. Çünkü bu çok değerliydi. Edirne’nin verimli topraklarında yetiştirilen sebze ve meyveler kurulacak bir fabrika ile konserve olarak kentin ve ülkemizin ekonomisine kazandırılacaktı. Bu fikir yaklaşık 99 yıl önce düşünülmüş ve kent ekonomisine dönüştürülmesi için çaba harcanmıştı. Bu fabrikanın kuruluş öyküsünü kent halkına, kentin siyasi ve idari yöneticilerine belgeleriyle duyurmak benim için önemli bir görevdi. Cumhuriyetin 100 yılında bunu başarmak benim için daha da keyifliydi. Ama yine de kafamın içini karıştıran durum vardı. Yüksek Lisans tezinde yer alan fotoğrafta belirtilen fotoğraftaki yer ile işletmenin açık olduğu dönemde gazete de yayımlanan fotoğraf (kapak fotoğrafı) arasındaki fotoğraf farklıydı. Bilimsel bir çalışma sonucu yayımlanan bilgilerin doğru olacağı ve sonraki yıllarda binanın kullanımına yönelik değişikliklerin yapılmış olabileceği ihtimali de beni düşündürüyordu.
Aslında bugüne kadar da hiçbir araştırmacı yüksek lisans tezinde yer alan bu fabrika ile ilgili olarak geniş bir araştırma yapma ihtiyacı hissetmemiş olsa gerek ki, kimse kendine görev yüklememiş. İyi ki yüklememiş bu çalışmayı ortaya çıkarmak bize kısmet oldu. 1924-1965 yılına ait yaklaşık 40 yıl Edirne Postası gazetesinin her sayfasında incelendi, gözlerim çok yoruldu ama Edirne’nin Cumhuriyet tarihinin yer alan bir fabrikası, işletmesi belgeleriyle ortaya çıktı.
Sonuçta yapmış olduğumuz bu çalışma yeni araştırmacılara ışık olmuştu. Edirne’nin Basın-Yayın Tarihi ile ilgili iki ciltten oluşan kitabımı 2006 yılında yayımladığımda Türkiye’nin Basın-Yayın Tarihini yazan rahmetli Orhan Koloğlu’na da bir takım göndermiştim. Eskiler çok nezaketli insanlar. Gönderdiğim birçok kişiden bir teşekkür telefonu bile gelmez iken Koloğlu kitap kendisine ulaştığında hemen beni telefonumdan aramıştı. (Gönderdiğim kişilere kartvizitimi de koymuştum.) Bende çok heyecanla hemen kitabı nasıl buldunuz? diye sormuştum. Verdiği cevap netti.
-“Sana oğlum diyebilirim herhalde, sesin genç geliyor. Sen ilki başardın. Türkiye genelinde kentlerinin basın ve yayın tarihini yazan illerden biri oldunuz. Sen en zoru başardın. Yeni araştırmacılar için bir tünel açtın. Artık bu açtığın tünelden diğer araştırmacılar girecek ve yeni bilgiler ekleyerek senin çalışmana ilaveler yaparak, kentin basın ve yayın tarihini geliştirecekler.” demişti. Bu sözleri beni çok mutlu etmiş ve yüreklendirmişti.
Yapmış olduğum “Edirne Konserve Fabrikası” adlı çalışma ile kentin 99 yıllık Cumhuriyet tarihinde yer alan “Edirne Konserve Fabrikası”nın kuruluşu ve yaşam öyküsünü 1924 yılından başlayarak 1965 yılına kadar gazete sayfalarından tarayarak sizlerle buluşturmuş oluyordum. Ben bu araştırmamı kendi blog sayfamda (www.enderbilar.com) yazıp sosyal medya da paylaştıktan sonra fabrika binası ile ilgili yeni bilgiler ve yorumlar gelmeye başlamıştı.
En son Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sayın Altay Bayatlı yapmış olduğu araştırmasında “Bir önceki yazımızda yer alan fotoğraftaki yerin Konserve Fabrikası olmadığını, konserve fabrikasının köprünün diğer yanında Dertli Mustafa Paşa Çeşmesi’nin arkasında olduğunu belirtiyor. Burası Askeri İnşaat Dairesi. Konserve Fabrikası Tosyavizadenin Milli Mecmuadaki haritasında işaretli. Bu bina da 1918 yılı Edirne haritasında işaretli” bilgisini not düşerek bizleri bilgilendiriyor. Bu yeni bilgi bizlerin çalışmasına ışık olması açısından çok değerli.
Bu bilgiler ışığında Dr. Rifat Osman’ın 1927 yılında Milli Mecmua dergisinde yayımladığı “Tarihte ve zamanımızda Edirne Nehirleri -12, Edirne Köprüleri Saraçhane Başı Köprüsü” adlı makalesinde “… Levazım ambarı ve iki sene önce konserve fabrikasına dönüştürülen “Dekovil” Şimendiferleri (1) tamirhanesi ve devlete ait fırınlar vardır.”(2) bilgisini vermektedir. Böylelikle yapılan Sayın Altay Bayatlı’nın Edirne Haritaları ile ilgili yapmış olduğu araştırmalar bizim bu çalışmamız için kaynak olmuştur.
Sonuçta Sayın Altay hocamızın da bu yazımız sonrası yapmış olduğu araştırması sonucunda Yüksek Lisans tezinde belirtilen ve benimde aynı yeri kaynak gösterdiğim Edirne Konserve Fabrikası Binası’nın aslında Askeri İnşaat Dairesi Binası olduğu, Konserve Fabrikasının Dr. Rifat Osman’ın makalesinde belirtiği gibi “Dekovil” Şimendiferleri tamirhanesi yerinde faaliyetlerini sürdürdüğü gerçeği ortaya çıkmıştır.
Sayın Orhan Koloğlu’nun dediği gibi, yapmış olduğumuz çalışma üniversitemizin değerli araştırmacılarına ışık olmuş. Şimdi onlar bizim ortaya çıkardığımız bu bilgilere yeni bilgiler ekleyerek “Edirne Konserve Fabrikası”nı gündemde tutarak yeni araştırmaların ortaya çıkmasına vesile olacaklardır.
Böylelikle 2017 yılında Yüksek Lisans çalışmasıyla kentin yazılı kültür hayatına giren ve yaptığım bir araştırmada karşıma çıkan “Konserve Fabrikası” umarım yeni araştırmacıların katkılarıyla gelişerek büyür.
Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sayın Altay Bayatlı’ya çalışmamıza yaptığı değerli katkı için teşekkür ediyorum.
Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver ve değerli hocam Dr.Ratip Kazancıgil gibi şehir tarihçilerimiz de yaptıkları araştırmalarını yayımlarken, “Yapmış olduğumuz çalışmalarla biz bunları toplayıp ortaya koyduk. Bundan sonra yeni araştırmacılar bizim çalışmalarımıza yeni bilgiler ekleyerek katkı sağlar.” dileğiyle kitaplarını yayımlamışlardır.
Foto: Alanın google map görüntüsü.
Sevgi ve saygılarımla
Kaynakça:
1- “Dekovil” Şimendiferi: (Fransızca Decauville), 40–60 cm. arası raylarda hareket etme kabiliyetine sahip makine, hayvan veya insan gücüyle yürüyebilecek şekilde dizayn edilmiş vagonlardır.
2- Osman, Rifat (2013) Dr.Rifat Osman’ın kaleminden Edirne, Yay: Haz: Dr.Ratip Kazancıgil, Nilüfer Gökçe .- Edirne: Edirne Belediye Başkanlığı Yayınları No:12, s.;129
Bir yanıt yazın