EDİRNE NÜFUSUNDA DEĞİŞİM RÜZGARLARI
Demografi bilimi 17. yüzyılın ortalarında ortaya çıkmış olup kurucusu İngiliz İstatistikçi John Graunt olarak bilinmektedir. Köken olarak Yunanca demos (halk) ve graphein (yazmak) kelimelerinden gelen[1] “Demografi (Nüfus Bilimi)”, insan nüfusunu inceleyen ve bu nüfusun boyutlarını, yapısını ve çeşitli niteliklerini sayısal açıdan irdeleyen bir bilimdir.[2]
21 yüzyılın getirmiş olduğu değişimler ile birlikte yaşanılan teknoloji alanındaki gelişmeler, sanayileşme, nüfus, göç, kentleşme, kültürlerarası etkileşim ve toplumsal dönüşüm gibi kavramları dünya gündemine getirmiştir. Kentleşme ve sanayileşme ile birlikte yaşanılan göçler Demografik anlamda, kent sayısının ve kentlerde yaşayan nüfusun artmasına yol açarken toplumun ekonomik ve sosyo-kültürel değişimleriyle birlikte sorunlarını da beraberinde getirmiştir. Ülkemizde 1950’lerden sonra başlayan köyden kente göçün büyükşehirler ve şehirler özelinde fiziksel dokuda yarattığı hasarın etkileri hala günümüzde sürmektedir. 2011 yılında başlayan Suriye savaşından sonra Afganistan’da yaşanılan değişimlerin etkisiyle birlikte Türkiye’ye göç akımı başlamıştır. [3] Bu bağlamda 6 Şubat 2023 sabahı ülkemizde yaşanılan büyük depremin ardından da deprem riski bulunmayan kentlere de göç başlamıştır. Edirne’de tarihi süreçte göç alan kentlerden biridir. Endeksa’nın Haziran 2023 ayında yaptığı araştırmada Türkiye’de konutların en fazla değer artışı yaşayan 10 şehri listesine göre son bir yılda yüzde 160 artışla Edirne listede ikinci sırada yer almıştır.
Kentlerin nüfuslanma sürecini yakından ilgilendiren önemli göstergelerinden biri göç olmakla birlikte bir diğeri de ülkelerin toplam doğurganlık hızı ve doğumda yaşam beklentisi[4] ile ölüm hızıdır. Aslında “Yaşam” insanoğlunun doğum ve ölüm arasındaki mesafesidir. Doğum, canlıların var olabilmesi için elzem olan bir durumdur. Ölüm ise yaşamın tek ve en acı gerçeği olup kaçınılmazdır. Ölüm, ölenin yaşamsal bütün işlevleri yitirmesi ardından yaşayanlarda bıraktığı bir iz olmak yanında yaşayanların verdiği bir addır.[5]
Edirne nüfusunun oluşmasına etki eden unsurlardan birisi kentin doğum hızıdır. Türkiye’nin nüfusu 1927 yılında 13.648.270 iken Edirne’nin nüfusu 150.889’dır. Edirne nüfusu 1935 yılında 184.840’a, 1940 yılında 251.373’e, 1945 yılında da 198.271’e ulaşmıştır. Edirne ilinin en yüksek yıllık nüfus artış hızı binde 61.5 ile 1935-1940 döneminde gerçekleşirken en düşük yıllık nüfus artış hızı ise binde -47.5 ile 1940-1945 döneminde olmuştur. Genel nüfus sayımlarında, 1970 yılından itibaren kadının yaşam boyunca doğurduğu çocuk sayısı derlenerek, doğurganlık ile ilgili bilgi edinmeye başlanmıştır. 1960 yılında doğurgan çağdaki her bin kadına 653 çocuk düşerken 2000 yılında her 1000 kadına 234 çocuk düşmektedir. Kadın başına düşen çocuk sayısı son 40 yıl içinde yaklaşık % 64 oranında azalma göstermiştir.[6] 1970’lı yıllarda “45-49” yaştaki kadınlar ortalama 5.2 çocuk dünyaya getirmiş iken, 2000 yılında aynı kuşaktaki kadınlar ortalama 2.8 çocuk dünyaya getirmiştir. Edirne’nin 1980’de 2.41 olan doğurganlık hızı, 2000 yılında 1.66’ya, 2010 yılında 1.39, 2020 yılında 1.34’e düşerken 2021 yılında ise 1.31 olmuştur. Türkiye’nin 2021 yılı doğurganlık hızı 1.70 olduğuna göre Edirne’nin doğurganlık hızı Türkiye’nin doğurganlık hız ortalamasının altında kalmıştır.
Edirne’de doğum hızının düşük oluşu Edirne nüfusu içindeki Edirne doğumlu kişilerin sayısını da düşürmektedir. 1935 yılında Edirne doğumlular nüfusun % 61.67’sini oluştururken 1975 yılında bu oran % 84.82’e yükselmiştir. 2021 yılında ise Edirne’de yaşayan Edirne doğumluların oranı % 66.9 olmuştur.
TÜİK’in İllere ve cinsiyete göre yabancı nüfusunu incelediğimizde de Edirne’de’ 2020 yılında 5.526 sayısına ulaşılırken bu sayı 2021 yılında bu sayı 5.900’a ulaşmıştır. 2022 yılı verilerinde bu sayı 7.035’e yükselmiştir. [7] Veriler göstermektedir ki, Edirne’nin yabancı nüfusunda da iki yılda %40’a varan bir artış görülmektedir.
Kentin nüfuslanma sürecinin diğer bir göstergesi de kent insanının nüfus içindeki ölüm hızıdır. TÜİK’in açıkladığı veriler ışığında Türkiye’nin 2020 yılında 507.938 olan toplam ölüm sayısı 2021 yılında % 11,4 artarak 565.594’e yükselmiştir. Bin kişi başına düşen ölüm sayısını ifade eden kaba ölüm hızı, 2020 yılında binde 6,1 iken 2021 yılında binde 6,7, 2022 yılında da binde 5,9 olmuştur. Diğer bir ifade ile 2021 yılında bin kişi başına 6,7 ölüm düşerken 2022 yılında bin kişi başına 5,9 ölüm düşmektedir.[8]
Kaba ölüm hızının en yüksek olduğu iller incelendiğinde Edirne, ilk dört il arasında yer almıştır. 2021 verilerine göre İllere göre kaba ölüm hızı binde 12,7 ile Sinop ve Kastamonu, binde 11,2 ile Giresun ve Edirne, binde 11,1 ile Balıkesir ve Çankırı, binde 10,8 ile Çanakkale yer almıştır. Kaba ölüm hızının en düşük olduğu il ise binde 2,8 ile Şırnak olmuştur.
Edirne’nin 2009 yılı ölüm sayısı 2.960 olup kaba ölüm hızı da binde 7.5’dir. 2015 yılına geldiğimizde kentin ölüm sayısı 3.541 olurken kaba ölüm hızı da binde 8.8’e yükselmiştir. Covid-19 dönemi olan 2000 yılında Edirne’de ölüm sayısı 3.777 olurken kaba ölüm hızı da binde 9.2’ye yükselmiştir. 2021 yılında da ölüm sayısı 4.596 iken kaba ölüm hızı da binde 11.2 olmuştur. Türkiye’nin ortalama kaba ölüm hızı binde 6.7’dir. Bu veriler ışığında Edirne’nin kaba ölüm hızı Türkiye’nin çok üstündedir.[9]
TÜİK’in İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması ve seçilmiş ölüm nedenlerine göre ölümler incelendiğinde Türkiye’de Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 2020 yılında 22.136, 2021 yılında da 65.198 olmak üzere toplam 87.334 olarak gerçekleştiği belirtilmektedir. Ancak Türkiye genelinde toplam ölüm sayısı 2018 yılında 426.449 iken 2019 yılında 435.941’e 2020 yılında 507.938’e 2021 yılında da 565.594 yükselmiştir.
Edirne genelinde de Covid-19 salgını nedeniyle 2020 yılında 90 ölüm gerçekleşirken 2021 yılında bu sayı 623’e yükselmiştir. Edirne’de Covid-19 salgını nedeniyle gerçekleşen toplam ölüm sayısı 716 olarak belirtilmiştir. Edirne’de en çok ölüm dolaşım sistemi hastalıklarında gerçekleşmiştir. 2020 yılında 1.512, 2021 yılında da 1.703 ölüm bu hastalıktan olmuştur. Edirne’de 2018 yılında 3.509 toplam ölüm gerçekleşirken bu sayı 2019’da 3.547’e, 2020 yılında 3.777’e, 2021 yılında da 4.596’a yükselmiştir. Covid-19 döneminde yükselen ölüm sayıları aslında her şeyi açıklamaktadır.
Türkiye genelinde gerçekleşen ölüm nedenlerini incelediğimizde dolaşım sistemi kaynaklı hastalık ölümlerinin ilk sırada yer aldığı görülmektedir. 2021 yılında %33,4 ile dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada yer almıştır. Bu ölüm nedenini %14,0 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler, %13,4 ile solunum sistemi hastalıkları izlemiştir.
Bu bağlam da, Edirne nüfusu 2021 yılında 412.115’e ulaşırken 2022 yılında 414.7147 olmuştur. Kentin yıllık nüfus artışı binde 6.3 olarak gerçekleşmiştir. Bu bağlamda göç veren kent olan Edirne 2021 yılında dışarıdan 19.443 göç alırken 15.822 göç vermiştir. Edirne’nin 2021 yılı göç hızı binde 8.8’dir. Edirne nüfusunun içinde yabancı uyruklu kişi sayısı da artmaktadır. 2021 yılında Edirne’de ikamet eden 5.900 olan yabancı uyruklu kişi sayısı 2022 yılında 7.035’e yükselmiştir.
Sonuç olarak Edirne gerek yabancı gerekse yurtiçinden göç alan bir kent konumundadır. Bu bağlamda, Edirne nüfusunun her geçen yıl doğum ve nüfus artış hızları Türkiye ortalamasının çok altında kalmıştır. Edirne’nin aldığı göç hızı da yüksektir. Kentin ölüm hızı da Türkiye ortalamasının üstündedir. Kentin nüfus sayılarındaki bu değişimler ileriki yıllarda kentin kültür ve sosyal yaşamına etki edeceği muhakkaktır. Kentin sosyal, kültür ve demografik yapısını korumak amacıyla stratejik plan ve programların yapılması gerekmektedir.
Kurucusu olduğum ve Başkanlığını yaptığım “Edirne Kent Kültürü ve Bilincini Geliştirme Merkezi Derneği”nce kentimizde yaşanılan bu gelişmelere yönelik kent halkının dikkatini çekme ve kamuoyu oluşturmak amacıyla bir proje oluşturulmuştur. Oluşturulan bu proje kapsamında da bir anket çalışması başlatılmıştır. Bu önemli projeye katkı sağlamak sizde anketi doldurup arkadaşlarınızla paylaşarak bu önemli çalışmaya katkı sağlayabilirsiniz. Yaşadığımız kent, bizlerin ortak paydasıdır.
Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, Kent yaşantısıyla uyum kuramamış, kentle ‘bütünleşememiş’ kent nüfusunun yeni üyeleri, kente özgü olanaklardan yeterince yararlanamayan kentli nüfus sorununu ortaya çıkartmıştır. [10]
Kentin tarihi, kültürel ve sanatsal değerlerini, görenek ve geleneklerimizi yaşatmamız için gerekli sosyal ve kültürel projeler üretilmeli ve desteklenmelidir.
Yoksa tarih, kültür ve sanat kent Edirne’de çikolata ve kabak gibi festivallere ev sahipliği çok yaparız.
Foto: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Arşivi
- Kaynakçalar:
- [1] Tunç, Uğur (2014) Demografik Yapıdaki Değişikliklerin İşgücü Piyasasına Etkileri Ve Aktif İstihdam Tedbirleri: Avrupa Ülkeleri Politika Ve Uygulamalarının Türkiye Açısından Değerlendirilmesi.-Ankara: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, s.;5
- [2]Kaypak, Ş. & Bimay, M. (2016). Suriye Savaşı Nedeniyle Yaşanan Göçün Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Etkileri: Batman Örneği . Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi , 6 (1) , s; 87.
- [3]Danış, Diğdem (2023) Demografi: Nüfus meselelerine sosyolojik bir bakış, Ders:1 Giriş. –(https://acikders.tuba.gov.tr/pluginfile.php/4144/mod_resource/content/2/TUBA1.pdf) Erişim Tarihi: 23 Şubat 2023
- [4] Can, B., & Avcı, S., (2021). Demografik geçiş teorisi açısından Türkiye’nin demografik geçiş aşamaları ve nüfuslanma süreci. Doğu Coğrafya Dergisi, 26 (46), 229-252.
- [5] Keseroğlu, H. S. (2019). Ölüm . Türk Kütüphaneciliği , 33 (3) , 197-201.
- [6] DİE (2002) 2000 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun sosyal ve ekonomik nitelikleri il/Edirne.-Ankara: T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, s.35.
- [7] https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=49685
- [8] https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Olum-ve-Olum-Nedeni-Istatistikleri- 2022-49679
- [9] https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Olum-ve-Olum-Nedeni-Istatistikleri-2022-49679
- [10] Kaypak, Ş. & Bimay, M. (2016). Suriye Savaşı Nedeniyle Yaşanan Göçün Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Etkileri: Batman Örneği . Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi , 6 (1) , s; 87.
Comments (1)
1. Çikolata kabak meselesi belediye başkanımızın capsizligindandir.
2.Bilhassa 1940 aralarındaki nüfus aralarındaki gayrimüslim nüfusun gidiş ve yok oluşuna da değinmeliydiniz.
3. Ki bu mesele edirne ‘nin kültür ve ticaret hayatının potansiyelinin altinda kalan zayıflığını da kısmen açıklar.