EDİRNE’NİN BEKÇİSİ MİYİZ? YOKSA SAHİBİ Mİ?
Edirne’nin tarihi mezarlıklarından olup halk arasında Zindanaltı Mezarlığı olarak da anılan Tatarhaniler Mezarlığı, Tunca nehrinin kuzey doğusunda yer almaktadır. Edirne Valiliği ile Edirne Belediye Başkanlığı arasında mezarlık sahası içinde bulunan tescilli eski elektrik fabrikasının geçmişten gelen tarihi Tatarhaniler mezarlık kimliğine saygılı bir biçimde korunmasına yönelik bir proje yapılmıştı. Yapılan bu proje ile ilgili protokol da 6 Temmuz 2006 tarihinde karşılıklı imzalanmıştı. Bu proje kapsamında elektrik fabrikası bahçesine yapılmak istenilen tek katlı bina (Türbe) dönemin Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca kabul edilmemiş ve projeden çıkartılmıştı.
Bundan yaklaşık 17 yıl önce projeden çıkartılan bu yapı bugün “Balaban Paşa Mescidi” projesi adıyla Eski Elektrik Fabrikası bugünün Edirne Belediyesi Türk Kültürü El Sanatları Üretim ve Geliştirme Merkezi bahçesine yapılmaktadır.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Eski Elektrik Fabrikası binasının Nikah Salonu ve Kültür Merkezi adıyla hizmet vereceğini duyurmasından sonra merkezi Ankara’da bulunan Bülent Gencer Vakfı temsilcilerinin Eski Elektrik Fabrikası bahçesinde yer alan tarihi mezarlık alanında alim Muhammed Bin Kutbüddin İzniki’nin türbe ve mezarının bulunduğu iddiaları ortaya atılmıştı. Değişik yıllarda alan içinde yapılan bilimsel kazı çalışmalarında bahsedilen alim’in türbe veya mezartaşı ile ilgili hiç bir bulguya rastlanılmadığı raporlarda yer almıştı. Gerek Osmanlı gerekse Edirne şehir tarihçileri Fatih Sultan Mehmet’in hocasının bu mezarlıkta türbe ve mezarının olduğu bilgisini yaptıkları araştırmalarında yer vermemiştir. Dr. Rifat Osman Bey de, Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’e yazmış olduğu Edirne mektuplarında Edirne mezarlıklarında yapmış olduğu çalışmaları kaleme almış, mezar taşlarındaki nakış süslemelerine kadar ayrıntılı bilgi vermiştir. Yazdığı mektubunun birinde de Zindanaltı (Tatarhaniler) mezarlığı ile ilgili şu bilgileri vermektedir; “Bir İtalyan elektrik şirketi, Edirne’nin elektrik ile aydınlatılması imtiyazını (özel iznini) aldı. Fabrikayı kurmak için Karaağaç – Edirne yolu üzerinde, şehirden çıkarken birinci köprü yoluna yakın, tuğla duvarlarla çevrilmiş Zindanaltı Mezarlıklarından bir kısmını evkaftan “vakıflardan” satın aldı. Ben bu işe parmağımı sokarak, değerli eserlerin alınacağı kaydını koydurmuş idim. Mezarlığın bir kısmı kaldırılmakta ve kazı da yapılmaktadır. Bu arada, topraklar altında kalmış, sanat değeri yüksek parçalar buldum. Aman demeden, şuraya-buraya başvurup, taşınmalarını sağlayarak, müzeye getirdim. Otuza yakın güzel parçalar var. Kendime has, bir özgürlük usulü ile ve kurşun kalem tozu ile estampajlarını yapıyorum. Sonra çini mürekkep ile çalışarak şekillerini tespit ediyorum.” Okuduğunuz gibi Dr.Rifat Osman bu mezarlığın bozulması sırasında o alanda hiçbir ücret almadan çalışarak bu alandan çıkardığı mezar taşlarını inceleyip müzeye sırtında teker, teker taşıyan kişidir. Mekanı cennet olsun. Başka bir belgeye ihtiyaç var mı? Eğer bu değerli alim’in mezarı ve türbesi bu alanda gömülü olsa bunu yazmaz mıydı? Gerek geçmiş gerekse günümüz bilim insanları da bilimsel yayımlarında ve demeçlerinde Muhammed Bin Kutbüddin İzniki’nin mezarının Edirne’de değil İznik’te olduğunu bildirmektedir.
Bugün geldiğimiz noktada alan içinde “Balaban Paşa Mescidi” projesi inşası hızla ilerlemekte olup çalışmalarla ilgili olarak da iş insanı Mehmet Şahin uygulanan proje ile ilgili olarak ETV’ye verdiği demeçte, “… burada daha önce var olan Balaban Paşa Mescidini yeniden inşa ediyoruz. Aynı zamanda Fatih Sultan Han’ın hocası Muhammed Bin Kutbüddin İzniki kabri şerifi burada var. İnşallah burada tekrar inşa edeceğiz.” bilgisini vermiştir. Bu bağlam da, inşaat çalışmalarının yapıldığı alanın çevre düzenlemesi Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun Danıştay’a yapmış olduğu itiraz sonucunda tarihsel mezarlık vasfı dikkate alınarak Edirne Belediyesince yeniden hazırlanmış ve Tatarhaniler Mezarlığı Koruma Alanı Sınırı belirlenerek 2 Şubat 2017 tarihinde onaylanarak plana işlenmiştir.
İnşaat çalışmalarının sürdüğü Balaban Paşa Mescidi ile ilgili olarak Edirne şehir tarihçileri yayımlamış oldukları eserlerinde mescidin Tunca köprüsüne girilmeden sol koldaki Petrol Ofisi tesisi ile askeri karakolun sol arka kısmında yer aldığını belirtmektedirler. Mescidin gerçek yeri bugün inşası yapılan yerin tam karşı caddesindeki bölgededir. Hatta 1919 tarihli Edirne şehir paftasında Balaban Paşa Sokağı adı ve cadde üzerinde Balaban Paşa mescidi yerinin işaret edildiği de belirtilmektedir.
Balaban Paşa, II. Murat döneminin önde gelenlerinden olup Enderun da yetişmiştir. Menteşe (Muğla) ve Tokat beyliklerinde bulunmuş, Edirne Balaban Paşa Odalarının kurucusudur. Vefatıyla mezarı camii yanına gömülmüştür.
Yrd. Doç. Dr. Ratip Kazancıgil 1992 yılında Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi yayınlarından çıkardığı “Edirne Mahalleleri Tarihçesi 1529-1990” adlı eserinde de Balaban Ağa Mescidi Mahallesi ve Balaban Paşa Odaları hakkında detaylı bilgi vermiştir. Ahmet Bâdi Efendi de, yayımlamış olduğu Riyaz-ı Belde-i Edirne adlı eserinde “Balaban Paşa Camii, Balaban Paşa Mahallesinde Köprübaşı caddesinde 30 numaradadır. Çatısı ahşap olup bir minaresi vardır. Yaptıran cami kabristanında gömülüdür.” demektedir.
Balaban Paşa’nın adını taşıyan Balaban Ağa Mescidi Mahallesi, 1609 yılında Edirne’nin mahalle adlarında yer almıştır. Dr. Rıfat Osman Bey mahalle halkının 1890’lı yıllarda Müslümanlardan, 1920’li yıllarda ise Müslüman ve Musevi karışımından meydana geldiğini yazıp mahalle de Balaban Paşa vakfından harap bir cami’in bulunduğunu bildirmektedir.
Dr. Ratip Kazancıgil de “Edirne Mahalleleri Tarihçesi” adlı kitabında Balaban Paşa Cami’nin haziresindeki taşların kaldırım inşaatında kullanıldığını ve Edirne Vakıflar Müdürlüğünün l ve 21 Ağustos 1926 tarihinde aldığı 227 ve 241 sayılı kararıyla Cami’nin yıkıntı olarak satışına karar verildiğini yazmaktadır. Cami’nin arsasının da 78 numaralı kararla 28 Eylül 1940 tarihinde satışa çıkartıldığı ve 88 numaralı kararla 16 Aralık 1940 da m2 si 33 kuruştan Edirne Belediyesi ambar memuru ve merkez tahsildarı Osman Türkkan’a satıldığını belirtmektedir.
Yukarıda açıklamış olduğumuz belgeler ışığında Balaban Paşa Mescidinin nerede, hangi mahalle ve sokağında yer aldığı ve arsasının kime satıldığı bilgisi belgeleriyle ortadadır. Şimdi nasıl oluyor da bu mescid Elektrik fabrikası bahçesindeki Tatarhaniler mezarlığı içinde yer alıyor. Tüm bu belge ve bilgiler ortadayken Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu bu projeye nasıl izin veriyor? İnşası yapılan mescidin projesi orijinaline göre çizilmiş midir? Tüm bu sorular gizliliğini koruyor.
Aslında Edirne Valiliği ve Belediyesi bu alanda mezar taşları ile ilgili açık hava müzesi oluşturabilirdi. Edirne’nin tarihi belgeleriyle uyuşmayan böylesi bir çalışmanın yapılması hem kentin tarihine hem de bu değerli alim ve büyüklerimizin maneviyatlarına saygısızlık olduğunu düşünüyorum.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu veya ilgili vakfın temsilcileri eğer Edirne’nin tarihi ve kültür değerlerini ayağa kaldırmak istiyorsa öncelikli olarak yıllardır süren Edirne Sarayı kazı ve restorasyon çalışmalarının tamamlanmasını, sonra da Makedonya Kulesi, Gazi Mihal Bey Hamamı ile Kaleiçi semtinde yıkılmayı bekleyen birçok tarihi konağın kentin kültür ve turizm yaşamına kazandırmasını sağlamalıdır. Bu bağlam da, Osmanlı döneminde yazılmış ilk şehir tarihi kitabının yazarı olan Müderris Abdurrahman Hibri’nin Yıldırımdaki mezarının iki yıl önce kimliği belirsiz kişilerce yıkılıp kırıldığı ve hala onarılmadığı gerçeği de ortadadır.
Edirne’de yaşanılan bu gelişmeleri kentin siyasi kimlikleri, akademisyenleri ve kentin yöneticileri, sivil toplum örgütleri ve halkımız sadece izliyor. İşte şimdi biz Edirne’nin Bekçisi mi? Yoksa Sahibi miyiz? Bence biz Edirne’yi karşıdan seyrediyor ve bekçisi olmaya devam ediyoruz…
Şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır ki; Bir kentin sahibi halkıdır. “Bilgi Uygarlığın, Kültür Kentlerin Aydınlığıdır”.
Saygılarımla…
Not: Konu ile ilgili ikinci yazı için tıklayınız.
Kaynaklar
- Badi, Ahmet (2000) Riyaz-ı Belde-i Edirne.-İstanbul: Edirne Valiliği Yayınları No:13, s.55
- Kazancıgil, Ratip (1992) Edirne Mahalleleri Tarihçesi 1590-1990.-Edirne:Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları No:7, s.36
- Tosyavizade, Dr.Rifat Osman (2016) Tosyavizade Dr.Rifat Osman Bey’den Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’e Edirne Mektupları, yayına haz: Dr.Ratip Kazancıgil, Nilüfer Gökçe.-Edirne: 2. Baskı.-Edirne Belediye Başkanlığı Yayınları No;23, s.216.
- Edirne Belediyesi (2017) Gürkan belgelerle konuştu, 14.03.2017 (https://www.edirne.bel.tr/icerik/gurkan-belgelerle-konustu)Erişim Tarihi:9 Ocak 2023
- Edirne televizyonu (2022) Balaban Paşa Mescidi yeniden inşa ediliyor, (https://www.youtube.com/watch?v=S4MKBMZ_kZk) Erişim Tarihi :9 Ocak 2023
Bir yanıt yazın