Ülkemiz nüfusunun %70’i deprem kuşağında yaşıyor. Depreme dayanıklı yaşam merkezleri kurmadıkça gerekli önlemleri almadıkça daha binlerce insanımızı kaybederiz.
Acılarımızı hiçbir şey söndüremez ama olabilecek depremlere karşı gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayabiliriz.
Öncelikle deprem konusunda bilgi sahibi olmalıyız. Devlet de depreme dayanıklı binalar inşaa etme konusunda gerekli kanun ve yönetmelikleri düzenlemelidir. Bu kurallara uymayanlara da gerekli cezaların verilmesi sağlanmalıdır.
Ev satın alırken binanın bulunduğu konumu araştırarak dere yatağı olup olmadığını, inşaat firması hakkında bilgi araştırması yapmalıyız.
17 Ağustos Depreminin ardından tam 26 yıl yani çeyrek yüzyıl geçti. Bu geçen süre içinde Türkiye ekonomisinin merkezi olan İstanbul’u depreme karşı ne kadar hazırlayabildik. Ekonomi uzmanları İstanbul çökerse Türkiye ekonomisi çöker demiyorlar mı?

Hatay, Kahramanmaraş, Erzincan ve Malatya gibi deprem bölgesindeki kentlerimizi hazırlayabildik mi? Deprem uzmanları ile bilim insanları bu depremleri söyledi ve yazdılar. Biz dinledik mi? Siyasiler dinledi mi? H A Y I R !
Sonuçta 6 Şubat Depremini yaşadık. Depremden kurtulan İnsanlarımız ise hala sıkıntı içinde çırpınıyor. 2 yıl geçmesine rağmen bölgede yaşam koşulları çok kötü…

Bu günlerde komşu Yunanistan’ın Santorini adasında art arda gerçekleşen depremler ve Kolumbo yanardağının “uyanma” tehlikesi Türkiye’de de dikkatle izlenmektedir.

Depremde kaybettiklerimizi geri getiremeyiz ama olabilecek depremlere karşı önlemler alabiliriz. Kentsel dönüşümü hızlandırmalıyız. Deprem dirençli kentler kurulmalıdır.
İki yıl önce düzenlenen “Edirne Kitap Fuarı”na imza ve konferans için gelen  Japon deprem uzmanı Moriwaki’nin Konferansına katılan olmadı. Zorla bir öğrenci grubunu katılması için ikna ettik.  Onlarında süreleri bittiği için konferansın yarısında çıktılar. Deprem uzmanı 3-4 kişiye konuştu. Halkımızın da depreme karşı ilgisi bu düzeyde. Ama gerçek şu ki; “Bilgi Yaşatır.”
Devlet 6 Şubat da yaşanılan deprem sonrası geçen iki yılın ardından hala daha bölgedeki insanlara insanca yaşama fırsatı yaratmış değil. Yapılan çalışmalar tabi ki var, ama yeterli değil.
Dün sabah (05.02.2025) HalkTV’de yayımlanan “İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah” programında deprem bölgesinden yapılan canlı yayında hala daha insanlar Konteyner evlerde çok kötü koşullarda yaşıyor. Bu insanlar kayıplarına mı? Yoksa yaşadıklarına mı? Üzülsün!

Belki de yaşanılan bu depremlerin ardından vatandaşı en çok üzen unsurlardan biri de sürdürülen/sürdürülmesi gereken hukuki süreçlerin ve adaletin çok yavaş ilerlemesi…

Yaşadığımız 6 Şubat depreminde kaybettiklerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Bugün yine siyasetçilerimiz başta olmak üzere sosyal medya’dan hepimiz paylaşacağız…

“UNUTMADIK” diye.
GERÇEKTEN YAŞADIKLARIMIZI, GÖRDÜKLERİMİZİ UNUTMUYOR MUYUZ?

Unuttuğumuzu dahi unutuyoruz…

Not:Edirne Depremleri ile ilgili yazımız okumak için tıklayınız.